30 Nisan 2009 Perşembe

pozitif!

Seyahatten dönen ev sahibi havaalanından bahçıvanına telefon açmış, konuşuyorlar:
- Nasıl, her şey yolunda mı? - Yolunda... Küreğin sapı kırıldı, şu anda onu tamir ediyordum. - Neden kırıldı? - Köpeğinize mezar kazarken zorlamışım, ondan kırıldı. - Nee! Köpeğim mi öldü? - Maalesef havuza düştü? - Benim köpeğim çok iyi yüzerdi; havuzda nasıl ölür? - Havuzun suyu boşalmıştı, atlayınca betona çakıldı. - Havuzu yeni doldurtmuştuk, neden boşalttınız? - İtfaiyeciler evdeki yangını söndürürken ilave suya ihtiyaç duydular. - Neee evde yangın mı çıktı? - Evet efendim. Annenizin vefatı dolayısıyla taziyeye gelenlerden biri yanık sigara bırakmış. - Annem mi öldü? Yahu kadın daha iki hafta önce sapasağlamdı? - Haklısınız da... Yatak odanızda karınızla en yakın arkadaşınızı aynı yatakta görünce kalbine inmiş. - Yahu hiç pozitif bir haber yok mu adam sende? - Var efendim... Geçen gün siz AIDS testi yaptırmıştınız ya... Sonucu geldi, pozitif...

4 Şubat 2009 Çarşamba

BASİT MANTIK

Harvard Üniversitesi'nin mezunlar derneğinin NewYork'ta bir şubesivarmış. Yüzlerce eski mezun öğlenleri gelip orada yemek yermiş.Günlerden bir gün Harvard Üniversitesi rektörü NewYork'a işi düştüğündeoraya yemek yemeye gelmiş. Tabii ki tanınmıyor.Kapıdan girmiş vevestiyerdeki yaşlı zenciye şapkasını, paltosunu ve şemsiyesini uzatmış.Saygılı vestiyer memuru yaşlı zenci şapka, şemsiye vepaltoyu almış,bembeyaz dişlerini gösteren bir selam ve gülücük sarkıtarak, eşyalarıkabul etmiş, ama hiçbir fiş,bilet makbuz vermemiş.Rektör şaşırmış amabir şey dememiş. Nasıl olsa çıkarken bana yanlış giysileri verirler diyedüşünmüş, o zaman da zaten buranın müdürü benim ile beraber dışarıyagelecek olduğu için, onu ikaz ederim ve fiş sistemini başlatırlaryaklaşımına girmiş.Gerçekten de mezunlar derneğinin müdürü onun yanına gelmiş, beraberyemek yemişler, yemekten sonra da müdür rektörü kapıya kadar çıkartmış,kapıda vestiyere gelmişler, rektör yaşlı zencininönüne dikilip,malzemelerini istemiş, zenci gene müthiş dişlerini gösteren gülücüğünüsaçarak vestiyerin arkasına geçmiş ve doğru şapka,doğru palto ve doğruşemsiyeyi getirerek rektörün eline tutuşturmuş. Tabiirektör fena haldebozulmuş. Çünkü doğru malzeme kendisine geriverilince itiraz senaryosuçalışmıyor, nutuk atılamıyor, müdür ikaz edilemiyor.Duruma bozulanrektör gene de kurcalamaya çalışmış.- Bu şapka, şemsiye ve paltonun benim olduğunu nereden biliyorsunuz?diye sorarak hırçınlanmış. Zenci gene dişlerini ve saygılı selamınısarkıtarak;- Bunların size ait olup olmadığını bilmiyorum efendim! demiş.İşte şimdi yakaladım! diye aşka gelen rektör derhal saldırmış: O zamanbunları neden bana verdiniz? Zenci bir kere daha gülücük ve diş doluselamını saygı ile vererek yinelemiş- Çünkü onları bana siz vermiştiniz!Diploma, apolet, unvan, uzmanlık falan filan hiçbiri önemli değil.Hayatta başarı için gerekli olan basit ve sağlam bir mantıktır
KAYNAK:http://www.fikrabul.com/fikrabul/oku/34401/o/1/a/

4 Eylül 2008 Perşembe

rakı

"Raki helal midir, haram mi?" diye sorulunca, Bektasi söyle yanıt vermis: "Agiza göre degisir!"

1 Eylül 2008 Pazartesi

İNKAR ET

Adamın birinin hiç oğlu olmuyormuş.Bir gün Allah'a yalvarmış.
- Allah'ımC demiş bana bir oğul ver, askere gitsin dönmesin demiş.
Allah adama bir oğul vermiş. Gün geçmiş oğlan büyümüş askerlik
çağına yaklaşmış.Adamın içine bi korku düşmüş.Kara kara
düşünmeye başlamış.
Bektaşinin biri bunu farketmiş.
- Hayırdır kardeş ne düşünüyosun demiş.
Ya hiç sorma demiş adam ben zamanında böyle bi adak adadım
demiş.Şimdi napcam bilmiyorum demiş.
Bektaşi yavaşça sokulmuş adama.
-Sen onu derken yanında kimse var mıydı demiş.
-Yoktu demiş adam da.
-Bektaşi de eee inkar et gitsin demiş.

KAYNAK:

NASRETTİN HOCA FIKRALARI

Kırk Akçelik Balta

Nasreddin Hoca evine sık, sık ciğer getirdiği halde bir türlü onları yemek kendisine nasip olmaz. Her seferinde hanımı : - Kahrolası kedi ciğeri yedi. - Hınzır hayvan ciğeri yemiş. - Canı çıkasıca sarman kedi ciğeri aşırmış, diye bahaneler uyduruyormuş. Bir gün dayanamamış Hoca. Hemen bir kenarda duran baltayı kapıp, mutfak dolabına yerleştirmiş. Hanımı: - Ne yapıyorsun Hoca demiş, baltanın dolapta işi ne? Hoca cevap vermiş: - Hanım hanım, sen bizim kediyi hâlâ tanıyamamışsın. Üç akçelik ciğere tenezzül eden hayvan kırk akçelik baltayı bırakır mı sanıyorsun?.

KAYNAK:e-fıkralar.com

KÜLTÜREL RENKLERİMİZDEN:BEKTAŞİLİK

YAZI EKLEMEDİM.GENİŞ BİLGİ AŞAĞIDAKİ LİNKTE

http://tr.wikipedia.org/wiki/Bekta%C5%9Filik

TEMEL FIKRALARI

Temelin gözü morarmış. Soranlara ineğin kuyruğu çarptı diyormuş. Cemal: -Ataysun inek kuyruğu böyle yapmaz. -Pen ucuna taş bağlamişdum..